LOTR ORTA DUNYA RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

SONUN BAŞLANGICI.........

Aşağa gitmek

SONUN BAŞLANGICI......... Empty SONUN BAŞLANGICI.........

Mesaj tarafından Ilûvatar Perş. 09 Ekim 2008, 13:23

Sonun Başlangıcı!.....

Büyük Divan bütün üyelerini toplamıştı kısa bir sürede -birisi hariç-...Yüzük Taşıyıcısı Sam hariç hepsi şu an asrın son divanında hazır bekliyordu.Yüzüğün akıbeti bugün,burada belli olacaktı.Divandan önce bir yoldaşlık fısıltısı alıp yürümüştü ama resmi olarak hiçbir şey belli değildi henüz...

Ak Büyücü Endişeli bir halde kafasını kaldırdı yavaşça.İçine çöreklenen bir korku vardı lakin tam olarak mana veremiyordu.Ve neden sonra tüm gözlerin üzerinde olduğunu farketti.Kimisi avuçlarını ovuşturuyordu sabırsızca...Kimisi de parmakları ile dizleri üzerinde ritim tutuyordu.Ama hepsi yan gözle onu izliyordu.Gülümsemem gereği hissetmişti bir an için.Ardından dikkatleri üzerine çekmek için bir kaç kere öksürdü:

"Evet gecikti!....Lakin bu, divanı ertelememiz için yeterli bir sebep değil.Kararımızı almalıyız hemen.Zira olabildiği kadar çabuk bir şekilde harekete geçmemiz icap ediyor...."

Herhangi bir cevap gelmemişti.Divandaki herkes `olur!` şeklinde kafa salladı sadece.Ardından Darius derin bir nefes alıp o donuk sesi ile tekrar konuşmaya başladı:

"Yüzüğün elimizde olması gerçekten büyük şans!Ama bunun buradan dışarıda bilinmesi de bir o kadar tehlikeli!...Durumun ciddiyetini kavramış olmalısınız.Zira bu yüce divandan çıkacak karar tüm Orta Dünya Halklarının alın yazısını tayin edecek!Gözden kaçabileceken ufak ayrıntı bizi felaketle yüzleştirebilir......Her neyse.Öncelikle fikrimi beyan etmek istiyorum.Bu felaket taşını kullanmamız zaten söz konusu olamaz!O Mordor'a gitmeli!Hüküm Dağına!!!!"

Sesi gittikçe yükseliyordu.Bakışları bulutlanıyordu...

"Ve kıyamet çatlaklarına atılmalı!....Birimiz bunu yapmalı!...O Yok Edilmeli!!!!"

Buz gibi sesi tüm bahçede yankılandı.Darius diğerlerine göz gezdirirken kontrolü ele aldığını hissedebiliyordu.Onları etkilemişti.İmathrem,Orelinde,Tuor,Delnthur,Ghislane,Elessar ve Remorselles....Harika bir yoldaşlık olabilirdi!...

"Bu,hepimizin kaderi!Bunun sonucunun hepimizi etkileyeceği aşikar!Bunun içindir ki hepimizin taşın altına elimizi koymamız lazım.Sorumluluğunuzun bilincinde olun!...Bu yükün ağırlığını sırtınızda hissetmeniz oldukça normal!Bu yükü kaldırabileceğinizi umut ediyorum...Artık hepiniz yüzük yoldaşlığının birer üyesisiniz.Taşıyıcımız geldikten sonra kafile halinde şarka doğru seyahat edeceksiniz.Hüküm Dağına!..."

Bunun üzerine ortama bir sessizlik çökmüştü.Kimse buna hazırlıklı değildi.Bir süre sindirmeye çalışmıştı bunu yüzük yoldaşları.Sonunda İmathrem bozabilmişti sessizliği:

"B-b-bu çok ani oldu!Lakin üç yüzüğün emri buysa sorgulamak yanlış olur!"

Darius İmathrem'e göz kırparken Orelinde girmişri söze:

"Peki ya yol güzergahımız?..." Ve hemen ardından Elessar atlamıştı merakla:

"Ne zaman yolculuk?"...

Böylece toplantı hararetli bir hal almıştı.Darius tüm soruları sabırla dinledi ve hepsi için oldukça açıklayıcı ve makul cevaplar verdi.Gün sona ererken ise herşey karara bağlanmış,yoldaşlık her an için harekete hazır hale gelmişti.Ama hala aynı şey eksikti;
YÜZÜK VE YÜZÜK TAŞIYICISI!!!!!!!!!.......Yarmavadi'deki bir gece tüm yoldaşlık ve Darius için sıkıntılı geçmişti.Yüzüğün gelmediği her saat endişeler artıyordu.Yoksa taşıyıcının başına birşey mi gelmişti?Tüm hazırlıklar boşuna mıydı?Umutlar;her geçen saat daha da kararan havanın içinde yavaşça kayboluyordu!...

Saat gece yarısını geçtiğinde sadece İmathrem,Orelinde ve Darius kalmıştı ayakta.Diğerleri ise elflerin huzur verici şarkıları eşliğinde rüyalara dalmıştı.Şimdi üçü Elrond'un evinde,balkondan mehtabı seyrediyordu.Düşünceli bir şekilde pipolarını tüttürüyorlardı.Uzunca bir süre konuşmamışlardı.Darius diğerlerine hep onun geleceğini söylüyordu ama geçen saatler karşısında o büyülü sözleri çok da işe yaramıyordu.....Umudunu yitirenler kervanına İmathrem de katılmıştı bunun karşısında.Uykusu gelmiş gibi görünüyordu.Sessizce iyi geceler diledi ve odasına çıktı.Kaşları herşeyi açıklar vaziyetteydi zaten...

Orelinde ise Darius'a diğerlerinden daha çok destek olmuş ve hep daha çok inanmıştı.Bugün de öyleydi.Öyle olmalıydı!...Genç büyücü sıkıntılı bir şekilde yerinde debelenirken ancak çıkarabilmişti kelimeleri ağzından:


"Tiran yanındayken başına ne gelebilir ki değil mi?"

Bunun üzerine Darius gülümseyerek kafasını kaldırdı.Lakin ardından vazgeçti ve tekrar karanlığa gömüldü:

"Ben gitmeliydim!...Fazlası ile şansa bıraktık işimizi.Bir arif için ne büyük ahmaklık!"

İlk defa içten,samimi konuşmuştu Darius bugün.Küçük bir umudu vardı ama karamsarlığına derman olabilecek kadar parıltılı değildi....
Ilûvatar
Ilûvatar
Öykücü
Öykücü

Mesaj Sayısı : 13
Kayıt tarihi : 17/08/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

SONUN BAŞLANGICI......... Empty Geri: SONUN BAŞLANGICI.........

Mesaj tarafından Ilûvatar Perş. 09 Ekim 2008, 13:48

Güzel büyücü Darius'a ancak birkaç saat daha eşlik edebilmişti.Sonunda, oldukça zor olsa da ayrılmıştı balkondan.Hazin bir şelikde o da umudunu yitirmişti işte!Yüzükten ümidini kesmişti!...

Ve Ak Büyücü!Şafağı edebilen, umudunu ilk ışıklara değin saklayabilen tek kişiydi!Gece boyunca nehirle ufuk çizgisinin arasını delik deşik etmişti bakışları.Tüm ihtimaller geçmişti beyninden...

Şafakla birlikte Darius'un kırışmış, yumuşak yüzü; gözünden akan büyük bir damla ile ıslanmıştı!...Kızıl bir şafak!Titreyen sesi balkonda yankılanmıştı:


"Dün gece kan akmış!..."

Ak Büyücü yıkılmış görünüyordu.Umudunu yitirmişe benziyordu o da!Hızla balkondan ayrılıp odasına vardı.Gri yumuşak örtülerle kaplı yatağını hırçın bir şekilde örtülerinden arındırdığında koca yatağın ortasında siyah küre parlayıvermişti günün ilk ışıkları arasında...

"Gören Palantir..."

Darius; hüzünle avuçlarının arasına aldığı taşın soğukluğunu daha önce olmadığı kadar keskin hissediyor, artık ruhlara korku zerketmeğe başlayan bu bilinmezliğe bir n,hayet vermek için zihnini temizlemeye çalışıyordu.Bükülmüş beli yine de uzun boyunu gizleyemiyordu, fakat her zaman etrafına güven veren kudreti, endişe yüklü karıncalanmalarla bölünmüştü artık...

Ak Büyücü gözlerini kapattı...

Işık...

Ruhları rahatlatan bir beyaz boşluk sarmıştı etrafını.Tıpkı bu dünyaya gelmeden önce gezinen ruhlar gibi özgür ve tassız süzüldü bir an boyunca...
Palantir her kullananda farklı etkiler bırakırdı, büyücülerin hepsinin kudretleri ve alanları da farklıydı zira...
Fakat bundan sonra göreceklerine pek az insan katlanabilirdi, öyle ki Ak Büyücü dahi temaşa ettiği vahşetin-ve hırsın- büyüklüğü, acımasızlığı karşısında donakaldı!...Yanaklarından süzülen gümüşi damlaları hissetmedi bile, şimdi tüm benliğiyle Fornost'taydı zira...
Acımadan katledilemn Yüzük taşıyıcısının, Sam Gamgee'nin cesedi kaplamıştı o anda kürenin buz gibi-ölüm gibi- soğuk yüzeyini...
Bir an ölümün soğukluğunu duydu avuçlarının arasında Darius, fakat manzara öyle acınasıydı ki, genç hobbitin gözleri öyle büyük bir korkuyla açılmıştı ki, Ak Büyücü Yüzük Taşıyıcısının ölümünün yalnızca kurtuluşu olduğunu farketti...

Sam' in gözbebeklerini iki dipsiz çukura döndüren bu korku artık şüphe bırakmıyordu:


"Angmar'ın Büyücü Kralı artık harekete geçmişti!.."

Sadece uzun, siyah silueti dahi Orta Dünya'daki tüm ölümlüleri korkudan titretmeye yeterdi, kılıcı delinmez zırhlarla birikte bütün ümitleri de kesip atardı.Korkunç, dikenli topuzunu her savuruşunda insanoğullarının en cesurlarının bile dizlerinin bağı çözülürdü; elfler ise uzun, sıvrımlı yaylarının arkasından bile huzursuzca bakışırlardı.

Ve genç hobbitin akıbetinin seçen Yüzük, onu Orta Dünya'nın en acımasız kralıyla karşı karşıya getirmişti, ne hazin...Her yönüyle belliydi bu, Sam'in ölümü hiç te kolay olmamıştı.Büyük bir cesaretle direndiğini tahmn edebiliyordu Ak Büyücü, lakin Karanlığın hizmetkarı onu ağır kılıcıyla biçmiş ve cömertçe fışkıran kanını uzun, yeşil otların üzerinde bir gölcük oluşana dek akıtmıştı.

Fakat Tiran neredeydi?Darius, komutanın cesedini görmediğine emin olduğundan kurtulabilmiş olduğunu düşündü, öyle ya; istediğini alan Elros doğruca Mordor'a yollanmıştı.Gökyüzünde kanat çırpan iki karaltıyı seçebiliyordu, Büyücü Kral yalnız değildi..

Artık tek bir seçenek kalmıştı...


En son Ilûvatar tarafından Perş. 09 Ekim 2008, 14:56 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Ilûvatar
Ilûvatar
Öykücü
Öykücü

Mesaj Sayısı : 13
Kayıt tarihi : 17/08/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

SONUN BAŞLANGICI......... Empty Geri: SONUN BAŞLANGICI.........

Mesaj tarafından Ilûvatar Perş. 09 Ekim 2008, 14:05

Darius'un ne yapacağına karar vermesi çok da zor olmamıştı.Örtüleri özensizce palantirin üzerine fırlatıp odadan çıkmıştı.Ne hissettiğini bilmiyordu.Gözleri şişmişti.Oldukça da halsiz görünüyordu.Bildiği tek şey bir an önce Ayrık Vadi'den ayrılması gerektiğiydi....

Dalgın bir halde bahçeyi geçerken aniden irkilmişti.Uzun zamandır göremediği bir parıltı onun sersemlemesine neden olmuştu.Galadriel'di bu!...

Darius, dolmuş gözlerini silme gereği duymadan kaldırdı kafasını.Kısa bir bakışmadan sonra Galadriel'in yüzünde iki damla bitivermişt.İkisi de aşağı doğru hızlıca akıp kendini Yarmavadi'nin yeşil çimenlerine bıraktı...

Bir süre birbirini seyreden ikili hüzünlü bir şekilde ellerini,yüzüklerinin takılı olduğu parmaklarına götürdü.İkisi de aynı anda çıkardı yüzüklerini.Narya ve Nenya şimdi her zamankinden daha parlaktı...İki yüzük Galadriel'in avuçlarında buluştuktan sonra ormanın hanımı hiç olmadığı kadar hüzünlü bir ses ile konuşmaya başladı:


"Batıya giden son gemi limandan ayrılana dek!...."

Darius da yavaşça kafasını salladı:

"Elrond'un evinde ikisi de güvende!...."

Ak Büyücü asasını kuru çimende hafiçe eşelettikten sonra hızlıca ayrıldı Nerwen'in yanından.Kaybedecek zamanı hiç yoktu.Hele de Elros'un bineği arzuyla şarka seyrederken....
Ilûvatar
Ilûvatar
Öykücü
Öykücü

Mesaj Sayısı : 13
Kayıt tarihi : 17/08/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz